TÜRK HUKUKUNDA İFLAS HALİNDE OTOMATİK SONA ERME
Elektrik enerjisi ticaretinin Türkiye’de yaygınlaşması ile sektörde faaliyet göstermekte olan şirketler başta olmak üzere enerji ticaret işlemleri tarafları Kıta Avrupa’sında yaygın olarak kullanılan sözleşmelerle birlikte risk yönetim sistemlerini de uygulamaya başlamışlardır1.
Bu sözleşmeler, sözleşme taraflarından biri hakkında iflas işlemlerinin başlatılması halinde, ilgili sözleşmenin bir fesih bildirimine gerek olmadan otomatik olarak sona ereceğini düzenleyen hükümler içermektedirler2.
Bu tür hükümlerin Türk hukuku anlamında bağlayıcılığı ise irdelenmemiştir. Bu çalışma, ilgili mevzuat uyarınca bu hükümlerin geçerli olup olmadığı konusunu irdeleyecektir.
Sözleşme Serbestisi
Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) Madde 26 uyarınca bir sözleşmenin tarafları sözleşme içeriğini kanunda belirlenen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler. Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.
Bu düzenleme göz önüne alındığında tarafların özgür iradelerine göre mutabık kaldıkları ve kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olmayan sözleşme hükümleri geçerli olacaktır. Bu bağlamda genel olarak taraflardan biri hakkında iflas işlemlerinin başlatılması halinde, ilgili sözleşmenin bir fesih bildirimine gerek olmadan otomatik olarak sona ereceğini düzenleyen hükümler geçerli olmalıdır.
Ancak iflas halinde iflas eden tarafın iflas masasına tabi olan tüm malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisi ortadan kalkar. Bu nedenle iflas halinde bir sözleşmenin fesih bildirimine gerek olmadan otomatik olarak feshedilmesinin emredici hükümlere aykırı olup olmaması durumu İcra ve İflas Kanunu kapsamında değerlendirilmelidir.
İncelediğimiz elektrik ticaret sözleşmeleri borçlar hukuku anlamında alım satım sözleşmeleri olduğundan TBK Madde 98 de uygulama alanı bulacaktır. Buna göre karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmede, taraflardan birinin borcunu ifada güçsüzlüğe düşmesi ve özellikle iflas etmesi halinde diğer tarafın hakkı tehlikeye düşerse, bu taraf edimin ifası güvence altına alınana kadar kendi ediminin ifasından kaçınabilir. Bu durum bir alt başlıkta tekrar incelenecektir.
1 European Federation of Energy Traders (“EFET”) Elektriğin Teslimi ve Kabulüne İlişkin Genel Sözleşme
2 EFET Genel Sözleşme Madde 10.
İflasın Sözleşmelere Etkisi
Kanunlarda öngörülen bazı sözleşmeler taraflardan birinin iflası ile sona ermektedir. Buna örnek olarak adi ortaklık sözleşmesi ve cari hesap sözleşmesi gösterilebilir.
Kural olarak iflasın alım satım sözleşmeleri üzerinde etkisi yoktur. Yani satım sözleşmeleri (dolayısıyla elektrik satım sözleşmeleri) taraflardan biri hakkında iflas kararı verilmesi halinde sona ermez. Ancak sözleşmenin bulunduğu ifa aşamasına göre, farklı sonuçlar doğacaktır. Konunun farklı ihtimaller dikkate alınarak incelenmesi gerekir. İflas etmeyen taraf ifa aşamalarına göre sözleşmenin yerine getirilmesini talep edebilir. Örneğin satıcı iflas ettiği anda alış bedeli tamamen ödenmiş ancak mal henüz teslim edilmemişse, alıcı iflas masasından malın bedelini iflas alacağı olarak isteyebilir. Ancak iflas idaresi iflas masasının yararına görmesi halinde sözleşmeye girerek satılan malı alıcıya teslim edebilir.
Bir satış sözleşmesinde ne satıcı malı teslim etmiş ne de alıcı semeni ödemiş ise alıcı Borçlar Kanunu Madde 98’e göre satılan malın aynen kendisine teslim edileceği hakkında teminat verilinceye kadar satış bedelini ödemekten kaçınabilir. İflas idaresi güvence göstermez ve sözleşmeye girmezse iflas etmeyen taraf sözleşmeden dönebilir. İflas idaresinin güvence göstermesi halinde taraflar yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadırlar. Ayrıca İcra ve İflas Kanunu (“İİK”) Madde 198, iflas idaresine taraf olunan bir sözleşmeyi aynen yerine getirme hakkını vermektedir. İflas idaresi borcu aynen yerine getirmeyi masanın yararına daha uygun bulursa o zaman borcu aynen yerine getirmeye, sözleşmeye girmeye, karar verir3.
Özetle, iflas idaresi iflas masasının menfaatine olduğunu düşündüğü sözleşmeleri devam ettirme seçimlik hakkını haizdir.
İflas İdaresinin Seçimlik Hakkı
Yukarıda kısaca özetlendiği üzere iflas idaresi iflas masasının menfaatine olduğu sözleşmeleri devam ettirme seçimlik hakkına sahiptir4. Bu durumda sözleşmelerde yer alan iflas halinde fesih bildirimi olmaksızın sözleşmenin otomatik olarak sona ermesine yönelik hükümlerin iflas idaresinin bu seçimlik hakkını dolanmak için düzenlendiği ileri sürülebilir. Nitekim aşağıda inceleyeceğimiz Alman Federal Mahkeme Kararı bu yöndedir.
Alman Federal Mahkeme Kararı
Alman Federal Mahkemesi 15 Kasım 2012 tarihli, IX ZR 169/115 numaralı kararında taraflardan birinin iflası halinde, tarafların arasındaki satım sözleşmesinin otomatik olarak feshi hükümlerini inceleyerek bu konuda bir karar vermiştir. Karara konu sözleşme, enerjinin teslimine ilişkin bir sözleşmedir.
Mahkeme bu tür otomatik fesih hükümlerinin iflas idaresinin Alman İflas Kanunu (Insolvenzordnung) Madde 103’de yer alan seçimlik hakkını ortadan kaldırdığını, dolayısıyla bu tür hükümlerin geçersiz olduğuna hükmetmiştir6. Alman İflas Kanunu Madde 119’a göre, Madde 103 – 118 (bu hükümler dahil) arası hükümleri ihlal eden veya uygulamasını kısıtlayan anlaşmalar geçersizdir. Dolayısıyla Madde 103’ün uygulanmasını sınırlandıran/ortadan kaldıran anlaşmalar Madde 119’a göre geçersizdir.
3 Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku s. 1245.
4 Madde 198 İcra ve İflas Kanunu.
5 BGH, 15.11.2012, IX ZR 169/11 – OLG Celle LG Hannover.
6 Michael Cieslarczyk and Dr. Stefan Schröder Das Aus für Insolvenzabhaengige Lösungsklauseln.
Sonuç
Yukarıda açıklandığı üzere İİK Madde 198’e göre iflas idaresi müflisin taraf olduğu bir sözleşmeye girerek sözleşmeyi aynen ifa etmeyi tercih edebilir. Tarafların ifa aşamalarına bağlı olmak kaydıyla yükümlülüğünü yerine getirmek zorunda olan taraf iflas idaresinden yükümlülüğünü yerine getireceğine dair teminat verilmesini talep edebilir. Bu düzenleme dışında taraflar yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. Yani kural olarak iflas bir sözleşmenin otomatik olarak feshine sebep olmaz.
Her ne kadar bu tarz hükümlerin geçerliliği Türk mahkemeleri önünde sınanmamış olsa da Alman İflas Kanunu ile İİK arasındaki benzerlikler göz önüne alındığında Türk hukukunda da aynı yönde bir karar çıkabileceği düşünülebilir.
Ayrıntılı bilgi için: ozlem.ege@ege.av.tr veya bilgi@ege.av.tr